17 Ocak 2011 Pazartesi

Farklıya bak, bak , bak ve yine bak....


İnsan farklıya neden bakar ve neden güdüsel olarak ayıplar. Bugünün sabahı önceki günün gecesinde aklıma bu sual takıldı. Garip saçlı birini görürüz ayıplarız, farklı bişeyler giymiş birini görürür öküzler gibi bakarız, farklı konuşanı görürüz ona takarız. Neden? Bu davranışı birazda at gözlüklü atların at gözlüğü takmamış eğersiz atlara bakaması ve kıskanmasına benzetiyorum ben. Baktığımız ve farklılığı ile ayıpladığımız kişinin aslında bu özgür tarzını, ona bu özgürlüğü yaşama şansını tanıyan özgüvenini kıskanıyoruz gibi geliyor bana. "Ulen bu adam bunu yapacak cesareti nereden buluyor, vay şerefsiz." bunu iç sesimiz söylerken, dışımızdan yanımızda ki arkadaşımıza yansıması "VAy ulen bak ibneye, şu kılık kıyafete." olarak oluyor. Karşı tarafata bunu onaylıyor.

Zaten bu estetik algı denen şey insan evladında çok enteresan vukuuuuu buluyor. Saçımızın bir yeri iki santim yana kaymış olsun o günü rezil hissederiz kendimizi. Sanki her insan saçımızın o aaaasimetrik hali ile alay ediyormuş gibi gelir. Halbükisim kimsenin zerre umrunda değildir. Veya burnumuz 2 milim sağa yatırktır ve bunu ergenlikte farkettikten sonraki yıllar kendimizi goblet gibi hissettirebilir. Saçma! Bu estetik kaygının garipliğini kendinizde ayna karşısında testedebilirsiniz. Geçin bir ayna karşısına. Dudağınızı 2 milim yana kaydırın. Çenenizi biraz öne çıkartın. Bu milimetrik değişiklikler bile bütün "ben" görüntünüzü tanınmıcak halde değiştirecektir. Garip vallahi garip. İnsan belkide bu nedenle mükemmel çünkü her milimetrik değişiklik şeklen başka bir insan ortaya çıkartıyor. Bide (ayrı yazılır) bu altın oran zırvaları var. İşte Da Vinci falan resimlerinde kullanırmış falan filan. Merak eden hemen google lasın.

Bu arada Da Vinci ninde adının Vinci olduğu ve bir laz arkadaşının yıllarca o şekilde telafüz etmezi ile Da Vinci olduğunu da tarih notu olarak düşmek isterim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder