30 Aralık 2010 Perşembe

Burun karistirmak....


Basligi gorupte, "bu ne boyle, igrenc." deme! Insanin en dogal durtulerinden biri. Tikanan hayati bir organi acma isteginden baska birsey degil. Ustelik icinden cikanda, dogal ve gerekli bisey. Sumuk. Ustune sadece biraz toz toplanmis ve birazda yesilimsi olabilir ama neden bu igrenme.

Arkadas bugun derste bir tikandi burun . Sizde de mutlaka olmustur, boyle sumugu geniz ile burun arasinda hissedersin, boyle bir batar nefes alinca. Geriye itsen olmaz burun cekip ileri de cekemezsin, neden? Sumkurmen gerekir ama ayiptir tolpuluk ortasinda sumkurmek. Bende bu nedenle sumkuremedim. "EEEEE "Lavaboya gitseydin, gerizekagggli." diyebilisiniz ama usendim valla. Sonra ders boyu en onde (biraz ineklikten) hocayi dinleme cabasi bir yanda dursun, sumuk ile bir mucadeleye girdim. Sumkuruyorum icten ice olmuyor. Oluyor gibi geliyor tam geliyor on tarafada, buseferde iyice tikiyor yolu, hapsirtiyor. Parmagi sokup alicam, kendimi zor tutuyorum. Bazen elim gidiyor buruna, boyle kasiyor goruntusu vererek ulasmaya calisiyorum fakat nafile. Neyse koca ders boyle gecti. Dersten ciktim gitti "lavaboya" ve attim eli cikardim joniyi. Bir rahatlama, anlatamam ama anlarsiniz aynisi mutlaka basiniza gelmistir:).

Bi de bu durumun sanssiz sonlari olur. Biriyle bisey konusyorsundur ve dusun karsinda ki hoslandigin kiz yada erkek (benim icin guzel kizil sacli, uzun boylu, hos sesli bir kiz:). Burunda bir hareketlenme hissedersin fakat mudahale edemezsin. Sonra bir anda joni yi masaya firlarken gorursun, tam soz sirasi sana gelmis hosca biseyler anlatirken. Joni nin suzulusunu agir cekimde gorursun. Havada kapmak istersin ama refleksler yetmez. Gozler takiptedir. Indigi yeri gorur gormez once kiza bakarsin ne alemde. Eger konusma devam ediyorsa ve gormemis gibiyse, hic sallamadan sanki bisey olmamisca elle uzerini kamufile etme cabasiyle mevzuya devam edersin. Aksi halde en cabuk el hareketi ile joni masadan firlatilir ve o gun senin icin bitmistir. Gun boyu gozunde o an canlanir... Lanet olsun:)

Bir diger igrenclik durumu hapsurma sonrasi balgam durumudur ama girmiycem konuya....

Saygilar ve sumuksuz gunler:)

16 Aralık 2010 Perşembe

Gun icinde icimi minciklayan guzel bir yazi!

"Ne dusnunuyorsunuz?" diye bagirdi Razumukin sesini gittikce yukselterek."Sacma konustuklari icin onlara saldirdigimi mi dusunuyorsunuz? Hic de degil. Insanlarin sacma konusmalarindan hoslanirim. Bu insanin obur yaratiklarin disinda bir ayricaligidir. Sacma konusarak yavas yavas gercege ulasirsiniz. Ben insanim cunku sacma konusuyorum. On dort hatta yuz on dort yanlis yapmadan hicbir gercege varamazsiniz. Ve bu da kendi tarzinda guzel bir seydir, e var ki biz kendi yanlislarimizi yapmaktan bile aciziz! Sacma konus ama kendi sacmani konus, seni alnindan opeyim. Kendi yolunda yanlis gitmek, baskasinin yolunda dogru gitmekten daha iyidir. Birinci durumda bir insansin, ikinci durumda ise bir saksagandan farksizsin. Gercek senden kacmaz, ama yasami iska gecebilirsin. Ornekleri var. Ve simdi biz ne yapiyoruz? Bilimde, gelisimde, dusuncede, buluslarda, ulkelerde, amaclarda, ozgurlukculukte, adalette, deneyde ve her seyde, herseyde daha okulun hazirlik sinifindayiz. Baska insanlarin ulkeleri ile yasamayi seciyoruz, bizim alistigimiz bu! Baskasinin beginine bagimli olmaya alistirilmisiz. Hakli miyim? Hakli miyim?" diye bagirdi Razumukin iki hanimin ellerini sikarak ve sallayarak.

DOSTOYEVSKI

SUC VE CEZA 1. CILT

Gun icinde icimi minciklayan guzel bir yazi!

"Ne dusnunuyorsunuz?" diye bagirdi Razumukin sesini gittikce yukselterek."Sacma konustuklari icin onlara saldirdigimi mi dusunuyorsunuz? Hic de degil. Insanlarin sacma konusmalarindan hoslanirim. Bu insanin obur yaratiklarin disinda bir ayricaligidir. Sacma konusarak yavas yavas gercege ulasirsiniz. Ben insanim cunku sacma konusuyorum. On dort hatta yuz on dort yanlis yapmadan hicbir gercege varamazsiniz. Ve bu da kendi tarzinda guzel bir seydir, e var ki biz kendi yanlislarimizi yapmaktan bile aciziz! Sacma konus ama kendi sacmani konus, seni alnindan opeyim. Kendi yolunda yanlis gitmak, baskasinin yolunda dogru gitmekten daha iyidir. Birinci durumda bir insansin, ikinci durumda ise bir saksagandan farksizsin. Gercek senden kacmaz, ama yasami iska gecebilirsin. Ornekleri var. Ve simdi biz ne yapiyoruz? Bilimde, gelisimde, dusuncede, buluslarda, ulkelerde, amaclarda, ozgurlukculukte, adalette, deneyde ve her seyde, herseyde daha okulun hazirlik sinifindayiz. Baska insanlarin ulkeleri ile yasamayi seciyoruz, bizim alistigimiz bu! Baskasinin beginine bagimli olmaya alistirilmisiz. Hakli miyim? Hakli miyim?" diye bagirdi Razumukin iki hanimin ellerini sikarak ve sallayarak.

DOSTOYEVSKI

SUC VE CEZA 1. CILT

Insanlarin mutsuzluk miladi!!!


Alarmli saatler. Evet kesinlikle alarm li saatlerin icadi ve ona duyulan muhtaclik kat sayisi ile dogru orantilidir insanin mutsuzluk katsayisi. Saatin ne kadar erken otuyorsa o kadar mutsuzsundur ve alarmi ne kadar 5'er dakika erteliyorsan o kadar da isin tuzu biberi gozune kacmistir.

Simdi bunu okuyupta erken uyanmaktan gocunmayanlar da eminim diyecekler ki "Yok efendim ne alakasi var?". Var bal gibi var! Alarm li saat sadece erken uyanmayi sembolize etmez, insanin kisa yasaminda. Ayni zamanda bir insanin ne kadar kendi hayatini, baskasi icin yasadigininda gostergesidir. Hemde en bariz ve en gizli gostergesidir. Alarmi insan o saatte uyanmak icin kurmaz. Birileri o saatte adamimizin uyanmasini istedigi icin delikanli saat kurar. Patronun seni saat 7 de buroda gormak ister, ogretmenin seni derste gormek ister, ailen okulda gormek ister, karin evde gormek ister vs vs vs. Ama sen kendini yatakta gormek istersin ve buna engel olmak icin alarmi kurarsin. Zaten alarmin melodisi ne kadar guzel olsada o ses insani cileden cikartir ki benim kirdigim 2 telefon 3 saat vardir oyle bir de vazo :). Erken yatmanin ve kalkmanin icabini bir turlu anlamam. Erken yatmak ta erken kalmanin bir yansimasidir. Zaten normal bir saat olarak kabul edilse erken denmez degil mi ? Bir de erken sifatli bir cok fiil gerceklestirildiginde eksik kabul edilirken, erken yatmak ve kalmak niyeyse normal kabul edilir. Arkadas erken demeyin o zaman!!!. Belkide ben ve benim gibiler sizin erken nitelemeniz yuzunden uykusuz yasiyorlar.

Kendi kendime hep sunu dusunurum, ne zaman ki ben alarmsiz uyanicam o zaman ki gercekten ozgur olucam. (Ha ziktir ordan diye bilir yada daha kibar bir tepki ile abartigimi soyleyebilirsiniz ama ...). Daha istedigimce uyuyamadigim bir yasamda neyi istedigimce yapabilirim ki. Kaldiki hic birsey de de erkenci olma istegimde yoktur, olana saygim vardir :). Ya neyse bu gece de uzun bana... Okuduysaniz tesekkurler , yarida biraktiysaniz hay ben sizin agziniza (zaten yarida birakan burayi gormeyecegi icin rahatim :). Bir baska sacmalamamamamalarimda gorusmek uzere. Unutma yarin erken kalk!

5 Aralık 2010 Pazar

Uffffrrrttt!! bir proje daha iceride .... Insan bilgisayarin icine kacarsa?


Ulen yine bir proje ve yine bilgisayar ile samimi saatler. Valla ruhumu teslim ettim gunumuzun tanrisi mr.Computer'e. Yuzum bilgisayar ekranindan gelen solaryum etkili radyasyon ile ikiye bolunmek uzere. Arkadas, su computer isi de insan klonlamak gibi yasaklansaydi ne sahane olurdu veya en iyi bilgisayarin gunes enerjili hesap makinesi oldugu bir dunya ne tatli olurdu. Bu sayede analar, ogulumuzda muhendis demek zorunda kalmaz ve bu kalin kafalarda muhendis olmak icin motor yakmazdi.

Tum sorumlu bu Von Neumann denen dangudik adam-i azan.

Bu arada insan klonlamak ve bilgisayar isini birbiriyle metaforlamisken, aklima bir sey daha geldi. Idda ediyorum "Bilgisayarin su anki durumu, kesinlikle insan klonlamanin potansiyel tehlikesinden daha tehlikeli bir durumda." Insan klonlamak en azindan hali hazirda bulunan bir insani yenilemek seklinde gorunurken ve belli insani sinirlari bulunurken, bilgisayar gunumuz dunyasinda insana kendini sanal olarak klonlama imkani veriyor ki, kanimca bu daha da tahlikeli. Klonlanarak ucan insan yapilmazken, insanlar bilgisayar ile ucuyorlar; insanlar 1 gunde zengin olamazken, internet aleminde sanal-i zengin takiliyorlar; gercekte bir karsi cinse dokunmamisken, sanal alem-i cihanda aslan kesiliyorlar. Peki bunun neresi kotu. "Iste tam orasi kotu." Buna neresi kotu diyen zihniyet kotu. Bu gosteriyor ki artik sanal cihan, gercek cihan in yerini adimadim ve buyuk adimlarla aliyor. Cunku gercek ile sanali ayirma yetisi gitgide azaliyor insan oglunda ve oyle bir gun gelecek ki (idda ediyorum!!!)"Gercek cihan, sanal cihanin kopyasi haline gelicek." ve ozaman bizi klon olarak gorecek olan sanal dunya ya bizi yasaklarsa, gicimla gulerim... :)

Saygilar...

3 Aralık 2010 Cuma

Sicmaya bile firsat vermeyen egitim si(s)temi!!!

Arkadas yok,, valla sicmaya bile firsat vermiyor bu egitim sistemi ve banada kocakari gibi sizlanmaktan baska bir sey dusmuyor. Bir gun icinde iki kez micmaya gidince gun icinde bir "quiz", iki bucuk kez gidince 2 "quiz" kalcani rahatsizediyor. Hadi onceden kitap falan okurdum ama simdi firsat bulamiyorum ve buna alismistim, fekat insana sicma izni bile vermez mi kapitalci zihniyet. Elbette ki ineksin o zaman oglu diyebilirsiniz ve haklisiniz belki ama ilk yazilarimi okuyna varsa, biliyodur ki bagazi amaclar var hayatta ulasmak istedigim :).

Ulen, birde biz bu kadar mici sikarken gelecek muhendis adaylari ne yapacaklar. Simdiden aciyorum onlara ve beni duyan aile buyukleri veya buyuk olacaklari varsa, rica ediyorum ki cocugunuzu onun iyiligi icin muhendislikten uzak tutun.Yazik velede. Illa kiz istemeye gidince "Oglumuzda muhendis." demek istiyorsaniz, yalan soyleyin bisey kaybetmezsiniz.

Saygilar... Simdi micmaya gidiyorum firsat bulmusken...